AZADİSTAN (ERKİN YURD) -XİYABANİ

Thursday, September 09, 2004

Hiyabani ve Azadistan Devleti


Hiyabani ve Azadistan Devleti

FARS MİLLİYETÇİLİĞİNİN GELİŞİMİ ve GÜNEY AZERBAYCAN’DA TÜRK MİLLİ DİRENİŞ HAREKETİ

Arif KESKİN (1999)

Meşrutiyet devrimi gerek Güney Azerbaycan, gerekse İran siyasal yaşamına Saptar ve Bağır Hanlar dışında, Şeyh Muhammed Hıyabani’yi de kazandırmıştır. Şeyh M. Hıyabani 1879’da Güney Azerbaycan’da Hamene kentinde doğmuştur. Din ve fen bilimlerinde eğitim gören, Rusça ve Fransızca bilen Şeyh M. Hıyabani, devrimden önce Tebriz’de iki camide imamlık yapmıştır. Hiyabani’nın siyasi hayatı meşrutiyet devrimi ile başlamıştır. Hiyabani meşrutiyet devriminde silahlı olarak siperleri dolaşıp, mücahitleri motive etme görevini üstlenmiştir. Özetle, Hiyabani hem bir mücahit, hem de aydın olarak meşrutiyet devrimine katılmıştır. Encümen-e Milli Tebriz’e üye seçilmiştir. Şeyh M. Hiyebani 1909’da başlayan 2. dönem meclise de milletvekili seçilmiştir.

Meclis, Rus askerlerinin İran’dan çıkartılmasında bazı başarılar kazanmıştır. Meclis “Şah Bankası”ndan 250.000 pound kredi almış, askeri reform programı çerçevesinde jandarma teşkilatı kurmak için iki İsveçli subay getirmiştir. Maliyeyi ıslah etmek için Amerikalı Morgan Schuster başkanlığında iki maliye uzmanı getirilmiştir. Bu çalışmalar yeni bir Islahat döneminin başladığını göstermekteydi.

Islahatçıların karşı karşıya olduğu İran şu şekilde tanımlanabilir: Rus askerleri özellikle Güney Azerbaycan’da etkin konumdaydılar. İdari işlerde büyük çapta bozukluk ve yetersizlik yaşanıyordu. Meşrutiyetle birlikte feodaller devlete vergi ödemeyi durdurmuşlardı. Devlet ekonomik kriz içerisinde idi. Ülke çapında mal ve can güvenliği yoktu. Böylece 2. meclisin kararları ülkenin temel sorunlarını çözmeye yönelmişti. 2. Dönem mecliste siyasi partiler resmiyet kazanmışlar ve iki siyasi parti 1908 yılında ortaya çıkmıştır. Bunlar devrimci ve ılımlı eğilimli “Demokrat Amiyon” (Demokrat Parti) ve diğeri “İctimayan İtidalıyan” (Sosyal Ilımlılar) adlarını almışlardır. İki parti de mecliste resmiyet kazanmışlardır.

Mecliste Demokrat Parti 28 kişi, Sosyal Ilımlılar ise 36 kişiden oluşmaktaydılar. Ilımlılar, siyasal ve sosyal dönüşüm için evrimsel yöntemleri uygulamak istiyorlar, silahlı mücadeleyi reddediyorlardı. Bu parti ayan üyelerinden mollalarla ve toprak ağalarından oluşuyordu. Tahran mollalarından Fars kökenli Seyyid Abdullah Behbahani partinin liderleriydi. Demokrat Parti ise Tebrizli Azeri Seyd Hasan Tekizade ve Kaçar Türkü Süleyman Mirza tarafından yönetiliyordu.[11]

Hiyabani, Demokrat Parti’ye girmiştir. 2. Dönem meclisten çok şeyler bekleniyordu. Ancak meclis iki parti arasında sert çatışmalara sahne olmuştur. Bu arada Mehmet Ali Şah tahttan feragat etmiş ve Avrupa’ya gitmiştir. Yerine yaşı küçük olan Ahmet Şah geçmiştir. Ahmet Şah’a veli ve sadrazam olarak Nasurulmulk atanmıştır. Demokrat Parti, Rusya karşıtı politikalar izlemiştir. DP, Rus askerlerini İran’dan çıkartmaya çaba göstermiştir. Rusya 2. dönem mecliste gelişmelerin kendi aleyhinde olduğunu görünce, DP’nin ıslahat için getirttiği Morgan Schuster’in İran’dan çıkartılmasını istemiştir. Rus ordusu ültimatom vererek aksi takdirde meclisin bombalanacağını açıklamıştır. Meclis, bu muhtıra üzerine talebi reddetmiş, akabinde Rus askerleri meclisi basmış ve Nasurulmulk 2. Dönem meclisini dağıtmıştır.

Demokrat Parti üyelerinden bazıları tutuklandı, bazıları sürgüne gönderildiler.[12] Hiyabani meclisin kapatılmasından sonra Tahran’da miting düzenlemiştir. Tahran’ın sebze meydanında gerçekleşen bu mitingde Hiyabani şahlığa ve Rusya’ya karşı çok sert bir konuşma yapmıştır. Bunun üzerine başında Ermeni Taşnağı Yefrem Han’ın bulunduğu Tahran polisi Hiyabani'yi tutuklamak üzere harekete geçmiştir. Hiyabani yandaşları ile Tahran’dan ayrılmış, önce Horasan’a sonra Rusya’ya gitmiştir. Hiyabani, Rusya’da Rus siyasal düşüncesi tanışmıştır. Kuzey Azerbaycan’da yaşayan Güney Azerbaycanlıların durumunu yakından öğrenmiştir. Bakü’de Rus Sosyal Demokratları ile ilişki kurmuştur.

Hiyabani 1914 yılında Tebriz’e geri dönmüştür. Bu dönemde Tebriz, Şucauldövle unvanını almış olan Samed Han’ın elindedir. Şucauldövle, Azerbaycan’da keyfi bir yönetim kurmuş, Tahran’a karşı tavır almıştır. Ahmet Şah diğer Kaçar şahlarından farklı olarak meşrutiyete sıcak bakmıştır. Ahmet Şah meclisin açılması için ferman çıkarmıştır. Güney Azerbaycan’da seçim havası esmeye başlamıştır. Demokrat Parti ve İtidallılar rekabete girmişlerdir. Demokrat Parti’nin başarısı kesin olduğu için Şucauldövle Azerbaycan’da seçimlerin yapılmasına izin vermemiş, Rus gücüne dayanarak Tebriz’de seçimleri engellemiştir. 3. Meclis ve Azerbaycan milletvekilsiz kalmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Güney Azerbaycan Rus askerlerin çizmeleriı altında ezilmiştir.

Rusya’da 1917 yılında gerçekleşen devrim İran’ın siyasi hayatını şok etmiştir. Rusya bütün anlaşmaları iptal etmiştir. Ayrıcalıkları ve kapitalisyonları kaldırmıştır. Rus devriminden sonra Güney Azerbaycan yeniden hareketlenmiştir. Urumiye kentinde Süryaniler Rus ordusunun yardımı ile kenti yakmış ve yağmalamışlardır. Karadağ bölgesi Şahsevenler tarafından yağmalanmıştır. Erdebil kenti Çar ordusundan kalan askerler tarafından yakılmış ve yağmalanmıştır. Güney Azerbaycanlı toprak ağaları en baskıcı yöntemleri uygulayarak halkı sömürmeye devam etmişlerdir. Asker kaçakları yüzünden caddeler ve yollar güvensiz hale gelmiştir.

Hiyabani böyle toplumsal, siyasal ve iktisadi koşullar içerisinde Demokrat Parti’nin Azerbaycan şubesini kurmuştur. Kısa bir süre sonra partinin adını Azerbaycan Demokrat Partisi’ne çevirmiş ve Tahran’dan bağımsız çalışmaya başlamıştır. Azerbaycan Demokrat Partisi tarafından “Teceddüt” (Yenilik) gazetesi Mirza Taki Han Refet başkanlığında Türkçe ve Farsça çıkartılmaya başlanmıştır. Teceddüt gazetesi Azerbaycan’da gerçekleşen bütün olayları yansıtmış, Hiyabani’nin nutuklarını yayınlamıştır. Azerbaycan Demokrat Partisi 450 delegenin katılımı ile gerçekleştirdiği kurultayında bir bildiri yayınlayarak Tahran’dan dört istekte bulunmuştur:

a) Demokratik ıslahatlar, örneğin toprak reformu,
b) Tahran’da milli meclisin yeniden kurulması,
c) Eyalet encümenleri tesisi,
d) Meşrutiyetin bütün kurumları ile yürürlüğe girmesi.

Azerbaycan Demokrat Partisi bu bildiriden sonra Azerbaycan’ın bütün vilayetlerinde teşkilatlanmaya başlamıştır. Hiyabani konuşmaları ve yazdığı makalelerle Azerbaycan halkını milli mücadeleye çekmek için çalışmalara başlamıştır. Hiyabani’ye göre Azerbaycan’a Tahran tarafından haksızlık yapılmıştır. Tahran bu haksızlığa ve adaletsizliğe son vermelidir. Hiyabani, Azerbaycan sorunlarının anayasanın yürürlüğe girmesi ve eyalet encümenlerinin kurulması ile çözüleceğine inanmaktadır.

Azerbaycan Demokrat Partisi Azerbaycan’ın durumunu iyileştirmesi için Tahran’ın cevabını beklemeden harekete geçmiştir. Azerbaycan Demokrat Partisi idari bozukluk, karaborsacılık ve açlıkla mücadele etmek için bazı kurumlar kurmaya yönelmiştir. Bunlar şöyledir:

1- Erzak Komisyonu: Bu komisyon köylerden ve arazi sahiplerinden buğday ve arpa alır, bunu fırıncılara verir ve yapılan ekmeği çok ucuz fiyatla halka dağıtırdı.
2- Mahalle Komisyonu: Mahalle komisyonu yaşlılardan oluşurdu. Mahallelerdeki yoksul aileleri belirlemek ve onlara ekmek dağıtmakta erzak komisyonuna yardım edildi. Başka bir taraftan ekmeklerin zenginler arasında dağıtılmasını da engelliyordu.
3- Yoksullar Evi (Darulmasakin): Yoksullar, sahipsiz ve ihtiyar insanlar bu evlerde barındırılıyordu.
4- Yardım Komisyonu (İane Komisyon) fakirler için yardım topluyordu. Zenginlerinden büyük meblağda para alırdı.

Hiyabani, bütün bu kurumların çalışmasını kendisi denetlemiş ve görevini kötüye kullanan kişilerin ismi “Teceddüt” gazetesinde yayınlamıştır. “Teceddüt” gazetesinde bütün kurumların bilançosu yayınlanmıştır. Hiyabani resmen iktidarda değildi, ancak Azerbaycan’da herşeyi denetleyebiliyordu. Bu dönemi denetleme dönemi olarak adlandırabiliriz. Bir yıla yakın süren bu dönem süresince Azerbaycan’ın bütün işleri Azerbaycan Demokrat Partisi tarafından yönetilmiştir.[13] Denetleme dönemi Osmanlı ordusunun gelmesi ile sona ermiştir. Osman Ordusu Türkçü görüşleriyle tanınan Mecdulsaltana’yı vali atamıştır. Vali Azerbadegan adlı Türkçe bir gazete çıkartmaya başlamıştır. Osmanlı ordusunun desteklediği yeni yönetim, İttihad-ı İslam teşkilatını kurarak Tebriz ve Urumiye kentinde örgütlenmiştir. Osmanlı ordusunun Güney Azerbaycan’ı işgaline muhalefet eden Hiyabani ve arkadaşları tutuklanmıştır. Kısa süre Kars’ta hapisten sonra, Fars bölgesine sürgün edilmişlerdir.[14]

Azerbaycan Demokrat Partisi, Osmanlı ordusu tarafından dağıtılmıştır. 1918 yılının Kasım ayında Osmanlı ordusu Güney Azerbaycan’ı terk etmiştir.[15] Hiyabani Azerbaycan’a geri dönmüş, Azerbaycan Demokrat Partisi’ni yeniden toplamaya başlamıştır. Teceddüt gazetesi yeniden çıkartılmaya başlanmıştır. Bu arada Azerbaycan Demokrat Partisi içinde sorunlar çıkm4ış, parti Hiyabani ve Dr. Zeynalabdin Han’ın (Azeri olan Zeynelabidin Han’ın kardeşi Dr. Kazemzade-i İranşehr ünlü bir Fars milliyetçisidir) önderliğindeki iki gruba ayrılmıştır: Bu grupların adları Teceddütiyun (Hiyebaniyi destekleyen gazetenin adından türetilmiştir) ve Tenkitiyun’dur. Hiyebani karşıtlarına göre, Hiyabani parti liderliğinde demokratik ilkeler uygulamıyordu. Tenkitiyunçular, Mirza Taki Han Rafet’nin yeniden partiye alınmasını kabul etmiyorlardı. Mirza Rafet Osmanlı Ordusu Azerbaycan’da olduğu dönem ”Azerbadegan” gazetesini çıkartıyordu. Onlara göre Rafet, Osmanlı ordusu ile işbirlik yaptığı için partiye giremezdi. Hiyabani bu itirazı kabul etmedi ve Mirza Rafet’i tekrar “Teceddüt’ün baş yazarlığına atadı. Hıyabani karşıtları partinin sadece Azerbaycan partisi olmasına da karşı çıkmışlardır. Aşağıda değineceğimiz Ahmet Kesrevi de Tenkitçiler grubu içerisinde idi.

Rus devriminden sonra İngiltere’nin İran’da siyasi nüfuza artmıştır. Kaçarların son sadrazamlarından Vusukuldovle’nin 1919 yılında İngiltere ile yaptığı anlaşma, bu nüfuzun en açık göstergesidir. Bu anlaşmaya göre, İngiltere İran’a 2 milyon paund kredi verecek, bunun karşılığında İran’da demiryolu inşa edecektir. İran da bunların karşılığında silah alma, askeri eğitim ve idari müsteşarlık tekelciliğini İngiltereye verecektir.[16]

Vusukuldövle’nin anlaşması İran’da büyük tepki uyandırmıştır. Azerbaycan Demokrat Partisi bu anlaşmayı haince bir komplo olarak nitelendirmiştir. Vusukuldövle, Azerbaycan’a Aynuldövleyi tekrar vali olarak atamıştır. Aynuldövle, yukarıda değindiğimiz gibi, meşrutiyet harekatına karşı olduğu için Azerbaycan’da hiç sevilmiyordu. Hiyabani, Aynuldöyle’nin valiliğini kabul etmemiştir. Vusukuldövle ise Aynodöldovle’yi valiliğe atamak ile yetinmeyip, Azerbaycan’da bazı değişiklikler yapmağa başlamıştır. Azerbaycan emniyet müdürlüğüne İsviçreli Bierling Flek Klo atandı. Bierling 1919 Şubat ayında bir emniyet görevlisiyle birlikte Tebriz’e gelmiştir. Bierling Tebriz’e gelirken, Azerbaycan’da bazı bölgeler Kürtlerin saldırısına uğramıştır. Şekkak aşiretinin reisi İsmail Ağa Simko, Azerbaycan’ın bazı şehir ve köylerinde büyük rahatsızlık doğurmuştur İsmail Simko’un adamları Azerbaycan bölgelerine saldırarak bütün telgraf hatlarını kesmiş, Azerbaycan’da iletişim sorunu ortaya çıkarmışlardır.[17]

Bierling’in gelmesi Azerbaycan’da rahatsızlık doğurmuştur. Bu dönemde Serdarintısar Azerbaycan’da vali yardımcılığı yapıyordu. Hiyabani ve Azerbaycan Demokrat Partisi ile işbirliği içindeydi. Bierling’in gelmesi Serdarintisarı da çok rahatsız etmiştir. Serdarintisar görevini bırakıp Tahran’a gitmek istemiş ise de, Hiyabani ve Tebrizli Azeri tüccarlar tarafından engellemiştir.

Tercumanudövle’nin Azerbaycan mali işlerini düzeltmek için gönderileceği haberi de Azerbaycan Demokrat Partisi’ni ve parti yanlısı maliye idaresinde çalışan insanları rahatsız etmiştir. Öte yandan Bierling, Tebriz’de halka sert davranmaya başlamıştır. Polis, Azerbaycan Demokrat Partisi mensuplarına ve din adamlarına kötü davranmıştır. Demokrat Parti üyelerinden birinin tutuklanması ayaklanmaya neden olmuştur. Kent sakinleri emniyet müdürlüğü önüne toplanmışlardır. Hiyabani’nin emri ile halk emniyet müdürlüğünü basmış ve hapiste bulunanları serbest bırakmıştır. Ayaklanan halk gösterilere devam etmiş, Teceddüt gazetesinin bahçesine gelmişlerdir. Burada bir bildiri yayınlamış, anayasanın yürürlüğe girmesini, meşrutiyetin tekrar tesisini ve toplumsal güvenlik ve refah istediklerini bildirmişlerdir.[18]

Hiyabani ve Demokrat Parti’nin isteği ise daha radikaldir.[19] Hiyabani, Azerbaycan’da Tahran’dan bağımsız bir devlet kurmaya yönelmiştir. Hiyabani, Tebriz kentini denetim altına almış, halk desteği ile Tebriz yönetimini ele geçirmiştir.

Hiyabani Azerbaycan’ı merkezden bağımsız devlet ilan etmiş, ismini “Azadistan” olarak değiştirmiştir ve devletin adı “Azadistan devleti” olmuştur.[20] Hiyabani toplumsal ve siyasal çözümlemelerini felsefi temele oturtuyor ve bütün konuşmalarında bir politikacı gibi değil, bir filozof gibi olayları tartışıyordu.[21] Hiyabani Azeri milliyetçi hareketinin lideri olmanın dışında, Azerbaycan’ın en önemli siyasal zekası olarak tanımlanabilir.

Hiyabani’nin toplumsal ve siyasal düşüncelerinin içeriği, sınırları ve kaynakları kısaca açıklanmalıdır. Onun düşüncesinin merkezinde “Teceddüt” (çağdaşlaşma) durmaktadır. İran’da teceddüt, Batılılaşma ile eşanlamlıdır ve Batılılaşmak milli değerleri inkar etmek olarak görülmüştür. Hiyabani’nin düşüncesinde “Teceddüt toplumsal ve bireysel olarak çağın koşullarını benimsemek ve çağın kapasitesine ulaşmaktır”. Teceddütü milli değerler üzerinde kurulmuş yenileşme süreci olarak görür. Teceddüt yeni bilim dünyasına kapı açmak, cehalet ve hurafeye karşı çıkarak mantıklı ve akılcı olarak dünyayı anlamaya çalışmaktır.

Hiyabani’nın modernleşme anlayışı bütün toplumsal ve bireysel yaşam alanını kapsamaktadır. Hiyabani’ye göre devlet ve hükümetin kaynağı millettir. Devlet milletin iradesi temelinde kurulmuştur ve milletin iradesini temsil etmelidir. Millet devleti denetleyebilmelidir. Milletin iradesi bütün iradelerden üstündür. Devletin bütün işlerinde halk onay vermelidir. Devlet yapacağı her bir işte milleti ölçü almalıdır. Hiyabani “cemaat” ve “millet” ayrımı yapmaktadır. Cemaat meçhul güçtür, sorumlu değildir. Cemaat sorumluluğa sahip olduktan sonra belirli güce çevrilir, yani millete dönüşür. Cemaat yeni bir vicdana sahip olur. Bu vicdan temiz, sorumlu, bağımsız ve aydındır. Bu vicdan siyasal sistemi denetleme gücüne sahiptir. Millet kendi sivil ve idari teşkilatlarını kuran, böylece toplumun ve devletin güvenliğini ve sürekliliğini sağlayan bir olgudur. Hiyabani’nin amacı çağın ihtiyaç ve koşullarına uygundur. Hiyabani’ın tasarladığı toplumu demokratik toplum olarak adlandırabiliriz.

Demokratik toplumun temel özellikleri millet egemenli, bağımsızlık, özgürlük, eşitlik, halkın iradesinden kaynaklanan kurumlar (sivil toplum) ve güvenlik olarak söyleyebiliriz. Hiyabani dinsel bir konuma sahip olmasına rağmen, din ve devlet işlerinde ayrım yapmaktadır ve siyasete daha üstünlük vermektedir. Hiyabani’ye göre din siyasete tabiidir.

Hiyabani’nin düşüncesinde bağımsızlığın çok önemli yeri vardır. Bağımsızlığın olmadığı yerde teceddüt söz konusu olamaz. İran ve Azerbaycan bağımsızlığa kavuşmalıdır. Ancak önceleri İran’ın bağımsızlığını da talep eden Hiyabani, daha sonra İran’ı çeşitli iç ve dış nedenlerden dolayı kurtarmanın zor olduğu, oysa Azerbaycan’ı kurtarmanın daha kolay ve gerekli olduğu noktasına varır.

Hiyabani bu mantığa dayanarak Azerbaycan’ı düşünüyordu. Hiyabani’ye göre Azerbaycan İran’ın Batı’ya açılan gözü, demokrasi ve çağdaşlaşmasının asıl savunucusudur. Hiyabani Azerbaycan’ın tarihsel yalnızlığını hissederek, bağımsız devlet ilan edilmesi gerektiğine inanmıştır.

Hiyabani’nin Azadistan devleti Azerbaycan milli mücadelesini yeni bir aşamaya getirmiştir. Azerbaycan İran bütünü içinde kendi refahını, ilerlemesini ve özgürlüğünü bulamayacaktır. O, Azerbaycan milli mücadelesinde ayrılıkçı düşüncenin temelini atmıştır. Azadistan devletinin yaşamı çok uzun sürmemiştir. Bağımsızlığın ilanından altı ay sonra Eylül’ün ilk günlerinde Hidayet Muhberulsultan Tebriz’e geldi. Muhberulsultan Tebriz’e girmeden Azerbaycan toprak ağalarıyla işbirliğine girmeye çalıştı. O gelince Azerbaycan’ın genelinde toprak ağaları büyük rahatsızlık doğurmaya başlamışlardı. Muhberulsultan hücuma geçmeden önce İngiliz ve Amerikan konsoloslarına haber verdi. Eylülde hiçbir direnişle karşılaşmadan Tebriz kentine girdi. Tebriz’deki Kozak birlikleri ile birleşti. Kozakların bir grubu Hiyebani’nin oturduğu yere hücum ettiler. Savaş Tebriz’in çeşitli bölgelerinde 4 gün sürdü ve Hiyebani 14 Eylül’de öldürüldü.
-----
[11] Melekul Şueray-e Bahar, Tarih-e Muhtesere Ehzab, Şevket Sehami-e Ketabhai-cibi, Tahran, 1357, s. 11-12.
[12] Tarih-e Muhtesere Ahzab, s. 12.
[13] Dr. Humayun Katuziyan, Mubarez-e Ba Karardad-e 1919, Etellat Ektesadi-Siyasi, C. 13, sayı, 139-140, s. 42.
[14] A. Kesrevi, Tarih-e Hicdehsale Azerbaycan, Tahran, 1372. s. 791-792.
[15] Katuziyan, a.g.m., s. 42.
[16] Abrahimyan, a.g.e., s. 142.
[17] Ali Azeri, Hiyebani, çev. Seyfettin Altaylı, Ankara, 1996, s. 144.
[18] Kesrevi, a.g.e., s. 848.
[19] Ahmet Kesreviye göre Hiyebanı ne istediğini kimseye belli etmiyordu. Bkz: s. 845.
[20] Hiyabani’nin Azerbaycan ismini Azadistan’a çevirmesinin nedeni Kuzey Azerbaycan’da kurulan devlettir. Yani Kuzey Azerbaycan bölgesine Mehmet Emin Resulzade’nin kurduğu devletten önce Kafkasya denirdi. Kesrevi, Hiyebani’nin Kuzey Azerbaycan’a tepki olarak Azadistan adını kabul ettiğini ileri sürer. Bazılarına göre Azadistan ismi İsmail Emir Hizi tarafından verildi. Çünkü Meşrutiyet döneminden başlayarak Azerbaycan İran’ın özgürlükçü harekatının öncüsü konumundaydı ve bazılarına göre Hiyebani Azerbaycan’ın milli isteklerine dayanarak İran’dan bağımsızlığını Azadistan ismiyle ilan etti.
[21] Hiyebani’nin düşünceleri için bkz: Behram Hıyabani, “Nutkhay-e Hiyebani”, eserin yayın yeri ve tarihi belirtilmemiştir; Ali Azeri, “Hıyabani”.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home